“Hak Meydanında Cem, Her Dem Bin Nefes” diyerek, Ozanların Nefesi senaryosunu yazma ve yönetme fırsatını veren Avusturya Alevi Gençlik Topluluğu’na ve Avusturya Alevi Birlikleri Federasyon’a teşekkür ediyorum.
Bu senaryoyla Alevi-Bektaşi-Kızılbaş nefeslerini, Alevilik tarihinin bin yıllık aşık ve ozan geleneğini günümüze taşımaya çalıştık. Katılımlarıyla, destekleriyle bize destek olan Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu’na, Avrupa Alevi Gençler Birliğine, Avusturya Alevi Birlikleri Federasyonu’na bağlı tüm Alevi Kültür Merkezlerimizin değerli yöneticilerine ve üyelerine, Avusturya Alevi Birlikleri Federasyonu Merkez İnanç Kurumu’na, Avusturya Alevi Kadınlar Birliği’ne, Almanyan, Fransa, Hollanda, Danimarka, İsviçre ve Türkiye’den katılan tüm canlara can-ı gönülden teşekkür ediyorum.
Yol aşkıyla yazdığım senaryoda nefeslerimizi, pirlerimizi, aşıklarımızı ve ozanlarımızı anlatmaya çalıştım. Hak meydanında cem olduk. Gönüllerimizi ve yollarımızı birledik. Nefeslerimizde sır edilmiş Aleviliğin tüm öğretilerini ozanlarımızın, zakirlerimizin, aşıklarımızın, çark-ı pervazlarımız ve pirlerimizin heybelerinde taşıdıkları nefeslerle anlattık.
Ozanlarımız, aşıklarımız, zakirlerimiz ve sanatçılarımız yürek heybelerinde taşıdığı Hak ve hakikatin sesini ve nefesleri getirdiler. Geçmişten bugüne, bugünden yarına bir yolculuk eyledik. Ulu ozanlarımızla, aşıklarımızla ve zakirlerimizle deyişlerimizi söyledik ve muhabbetlerimizi birledik. Yola hizmeti aşk bilen ve Ozanların Nefesi’ne nefes katan Mercan Erzincan’a, Özge Çam’a, Ayfer Vardar’a, Serenad Bağcan’a, Gülcihan Koç’a, Nilüfer Sarıtaş’a, Dertli Divani’ye, Mekteb-i İrfan Grubuna, Erdal Erzincan’a, Yılmaz Çelik’e, Ulaş Özdemir’e, Gani Pekşan’a, Demali Çelik’e ve Ekin Eti’ye çok teşekkür ederim.
Çalışmalarda aylardır bizimle çalışan, projeye kurumsal bir kimlik kazandırmak için tanıtım, reklam, tasarım, web, video ve benzeri çalışmalarıyla her daim yanımda olan sevgili dostum Onur Erbaş’a canı gönülden teşekkür ediyorum.
Etkinliğimize nefes olan, Aleviliğin yol hikayesini bilgece, ustaca, kalpten ve can diliyle okuyarak nefes olup anlatan sevgili arkadaşım Tolga Bare’ye canı gönülden teşekkür ediyorum.
Innsbruck‘tan dünyaya bu hak ve hakikat yolunun evrensel sesini Yol TV aracılığıyla duyurduk. Yol TV’ye ve Yol TV Avusturya Temsilcisi Alkım Işık’ın yoğun çabasına çok teşekkür ederim.
Ozanların Nefesi, aklımıza ve yolumuza çerağ olsun, bizi karanlıkta bırakmasın yolun mesajlarını vermeye çalıştı. Çarkı Pervaz olup aşk ile semah hizmetinde yer alan gençlerimize ve tahtacı canlarımıza can-ı gönülden çok teşekkür ederim.
Alevi Bektaşi-Kızılbaş inancında ve Aşık-Ozan geleneği ve muhabbet nefeslerle beslenmiş bir kelam yoludur. muhabbetin kelamı, ozanların nefesi salonu dolduran iki binin üzerinde canımızın ruhuna dokunsun, kalplerine insin, kelamlarımız tohum olup akıl tarlalarına, gönül bahçelerine ekilsin istedik.
Gönül heybelerini aşk ile doldurup gelen, tüm seyirci canlarımıza can-ı gönülden teşekkür ederim.
Ozanların Nefesi aydınlık geleceğe ses, insan, vicdan, aşk, adalet ve Hakk için söylenmiş nefesler, deyişler oldu. Nefeslerde verdiğimiz nasihatler ağır ve büyüktü. Bu nefesler, çürümüşlüğe, adaletsizliğe, ruhsuzlaşmaya, sevgisizliğe karşı vicdani ve insani hatırlatmanın nefesleri oldu.
Eşitliğin, özgürlüğün, barışın, sevginin nefesleri oldu.
Bu nefesler baskılara ve asimilasyona teslim olmayanların kelamı, haksızlığa ve zulme karşı mazlumların ağıtları oldu.
Ozanların Nefesi ile Hakk meydanında, Ene’l Hakk diye seslendik tüm kalplere.
Kalplerini bize acan, Hak meydanında 12 hizmette görev alan, cem olup gönül birleyen Mekteb-i İrfan Grubuna canı gönülden teşekkür ediyorum, hizmetleri Hak katında kabul olsun.
Hep birlikte Cem olup, nefeslerimizi insanın kalbine ve akıl tarlasına ekmeye çalıştık. Şu ruhsuz kalmış dünyaya, ozanlarımızın ve aşıklarımızın nefesleriyle seslendik.
Çocuklarımız ellerinde bağlama, kalplerinde yol aşkı, dillerinde “Gelin Canlar Bir Olalım” diyerek ustalarından el aldılar. Çocuk yürekleriyle bu Hak ve hakikat yoluna hizmet veren ve final sahnesinde bağlamalarına niyaz eden, nefes okuyan çocuklarımıza canı gönülden teşekkür ederim.
Salonun içinde, dışında, güvenlik, teknik, ışık, ses, satış stantlarında yer alan genç ve yetişkin tüm canlara can-ı gönülden teşekkür ederim.
Sonuçta Hak meydanında Ene’l Hakk seslenip, Üç Can bir Cem olduk.
Bağlamalarımız kalbimize, semahlarımız ruhumuza, nefeslerimiz insana seslendi.